Hemen herkesin cinsel sorunu olabilir. Her ne kadar medyada cinsellik herkesçe yapılan, ateşli ve basit bir şeymiş gibi tanımlansa da, gerçek cinsellik emek gerektirir. Yeni evliler sevişmeyi öğrenirken cinselliği kim başlatacak, ne heyecan vericidir, sabah mı akşam tipi mi gibi uyum sorunlarına yanıt ararken, küçük çocuklu çiftler mahremlerini korumak için tükenebilir ya da yaşlı çiftler menapozla, andropozla ya da cinsel kopuşa yol açabilecek eski ilişki sorunlarının gündeme gelmesiyle uğraşıyor olabilir. Cinsellik aracılığıyla güç savaşı yapan çiftlerde altta yatan temel sorunlardansa seks alanında savaş Seks Sirasinda Birseyden Hoslanmama daha kolay olabilir. Ve tüm çiftler cinsel isteklerini sürdürme güçlüğüne yol açabilecek ilişkilerindeki yakınlık ve mesafe açmazını çözebilmelidir. Dünyanın farklı bölgeleri, ülkeleri ve kültürlerinde yapılan araştırmalarda cinsel sorunların sık olduğu, çok sayıda çalışma değerlendirildiğinde yaklaşık olarak her üç kişiden birinin cinsel yaşamının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığı ortaya koyulmuştur. Sık olan cinsel sorunların kültürel ve toplumsal etkenlere göre ortaya çıkışında bazı farklılıklar da olmaktadır, örneğin ülkemizde kadınlarda vajinismus, cinsel istek bozuklukları ve çeşitli orgazm güçlükleri, erkeklerde ise erken boşalma, cinsel istek ve boşalma bozuklukları daha yüksek oranlardadır. Cinsellik cinsel organlarla sınırlı değildir. Cinsellik bedensel, psikolojik, sosyal koşullardan etkilenen, duygusal, düşünsel, yerleşmiş inançlarımızın olduğu bir alandır. Bu inançlar hatalı olabilmekte, cinsel sorun ve bozuklukların ortaya çıkmasında bedensel, psikolojik özelliklerimiz ya da ikili ilişkilerin etkileşimlerinin yanı sıra etkili olabilmektedir. Cinsel tedaviler, oluşumunda rol oynayan etkenlere göre değişebildiğinden kişi ile birlikte sorunu ortaya çıkaran, yerleşmesine neden olan etkenler birlikte incelenir. Sorunun tedavisinde etkili olacak ilaç veya psikoterapiler seçilir. Cinsel sorun tıbbi veya bedensel biyolojik bir nedene bağlı ise, tedavisi ilaç veya diğer tıbbi tedaviler olacaktır, bu durumda tedaviyi, ürologlar, kadın hastalıkları ve Seks Sirasinda Birseyden Hoslanmama uzmanları ya da psikiyatristler yaparlar. Eğer cinsel sorun psikolojik etmenlerle ilişkili ise veya tıbbi bir nedene bağlı olarak gelişmiş olsa bile psikolojik etmenler durumu ağırlaştırmışsa, cinsel terapiler uygulanmalı ya da ilave edilmelidir. Cinsel terapiler aslında özel bir öğrenme biçimidir. Bu öğrenme sürecinde kişiye temel olarak mahrem ve güvenli bir öğrenme ortamı oluşturulur, bu ortamda kişi kendi denetimi altında kendisini, kimliğini, bedenini, ilişkisini keşfetmeye cesaretlendirilir. Bu keşif ve öğrenim kişinin özelliklerine göre değişen bir süratte ve derece derece olur. Bu nedenle cinsel sorunun ilaçla tedavisi yapılırken de, cinsellik salt bedensel bir sorun olmadığından hasta ile hekim arasındaki ilişkinin önemi vardır. Bütün tedaviler gibi cinsel tedaviler de bilimsel veriye dayalı olmak zorundadır. Cinsel terapi, cinsel sorunları olan birey ya da çiftlere uygulanan bir tür bilişsel davranışçı tedavidir. Cinsel sorunun tipine ve sorunlu çifte göre değişiklikler olmakla birlikte, cinsel tedaviler ortalama olarak ay ve seans sürer, ama kişiye göre bir iki görüşme ile kısa zamanda düzelen vakalar olabildiği gibi, tedavisinin bir iki yıl sürmesi gereken vakalar da olabilir. Terapide ele alınan cinsel işlev bozuklukları; cinsel isteksizlik, uyarılma bozukluğu, vajinusmus, ağrılı cinsel birleşme disparoniorgazm bozuklukları, erkekde erken boşalma, sertleşme bozukluğu, geç boşalma, tıbbi hastalıkların yol açtığı cinsel güçlükler, seks bağımlığı, cinsel uyarılma bozuklukları, fetişizm sayılabilir. Ancak ülkemizde yaşanan cinsel sorunlara göz attığımızda, cinsel eğitimsizlikten kaynaklanan sorunlar, cinsel bilgi eksikliği, cinsel deneyimin yetersiz olması, cinsellikle ilgili yanlış inanışlar, yetiştiriliş biçimi nedeniyle sağlıklı bir bedene ve psikolojik yapıya sahip bireylerde ya da çiftlerde cinsel sorunlar sık görülmektedir. Bu sebeplerle meydana gelmiş olan cinsel sorunlar da birkaç seans danışmalık verilerek tedavi edilebilmektedir. Hayal kırıklıkları, incinmişlik, öfke, alınganlık, suçlamalar ve ketlendikleri için çiftler sıklıkla bu mahrem sorunlarını çözme yoluna gitmezler. Çalışmalara göre çiftlerin sorun çözümü için yıllarca bekledikten sonra başvurmaktadır. Geç başvurma sebeplerinin başında kaygıları yer almaktadır. Sorunla yüzleşme ve gerçekte uyumlu olmadıklarını keşfetme, sorununun aslında çözümünün olmayacağı korkusu çok güçlüdür ve her geçen Seks Sirasinda Birseyden Hoslanmama daha da umutsuzluğa yol açacak şekilde sürekli ertelemelerine yol açar. Oysa sıklıkla cinsel terapiden çiftler keyif alır. Cinsel terapi hastaların ahlaki, dini, kültürel ve değerler sistemine saygılıdır ve erotik zihnin yargılamayarak muayene edilmesine izin veren güvenli alan sağlar. Cinsel terapilerle ilgili bilinen yanlışlar; cinsel organ muayenesinden geçebileceği, bütün eski cinsel deneyimlerini eşine anlatacağı korkusu, cinsel terapistin ilişkiyi ateşlemek için önerebileceği kabul edilemez teknikler, cinsellik hakkında hiçbir şey bilmediğinin ortaya çıkacağı korkusu olabilmektedir. Cinsel tedaviler, psikoterapi oturumları muayenehane veya hastanelerde yapılır. Cinsel terapi bu konuda eğitim almış, deneyimli psikiyatrist ve psikologlar tarafından uygulanır. Cinsel terapi diğer psikoterapiler gibi sadece konuşarak yapılır. Cinsel terapiye başvuran kişinin cinsel eşi varsa tedaviye cinsel eşiyle başvurması önerilir. Çünkü bu tedavi başarısını daha da artırmaktadır. Öncelikle her iki partnerle ayrı ayrı görüşülerek cinsel öykü ve cinsel sorun öyküsü alınır. Sorunun alanları belirlendikten sonra tedavi hedefleri çiftle beraber saptanır. Görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeleri belirlenir.
VAJİNİSMUS
VAJİNİSMUS CİNSEL TERAPİ Kadın Cinsel Sorunların Nedenleri. Bedensel hastalıklar, sürekli ilaç kullanımı, kadında hormonal değişiklere neden. KADIN CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUĞU Seksüel disfonksiyon veya cinsel işlev bozukluğu hem kadın hem erkekleri yoğun olarak etkileyen bir problemdir. Biyolojik nedenler;. Cinsel İsteksizlik Nedenleri ve Tedavisi - Op. Dr. Alper DırıkHamilelikte cinsel isteksizlik veya doğumdan sonra cinsel isteksizlik gibi sorunlar bilişsel davranışçı tedavi yöntemiyle ele alınarak çözülebilirler. Eşe ilgi kaybı Birçok çift birlikteliklerinin ilerleyen dönemlerinde birbirlerine eskisi kadar cinsel ilgi duymamaya başlarlar. İşte varoluşsal model bu sorunun çözümüne ışık tutabilir. Bazen de eşcinsel bir erkek eşcinselliği kabul edilemez bulduğundan eşcinsel arzularını bastırır ve bunların farkında olmaz ve eşcinsellik karşıtı tutumlar göstermek yanında sık sevgili değiştiren çapkın bir erkek gibi davranabilir. Histrionik ve Borderline kişilik bozukluklarında rastgele cinsel ilişki sık görülmesine karşın, bir çoğunda uyarılma ve orgazm bozukluğu vardır. Özellikle kendine güvensiz ve aldatılma korkusu içindeki erkekler eşlerinin cinsel arzularının farkına varmaktan rahatsız olurlar.
Psikiyatrist
Bu kasılmalar gerçek bir girişim. Bedensel hastalıklar, sürekli ilaç kullanımı, kadında hormonal değişiklere neden. KADIN CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUĞU Seksüel disfonksiyon veya cinsel işlev bozukluğu hem kadın hem erkekleri yoğun olarak etkileyen bir problemdir. · Dokunmaktan kaçınmak. Amerikan Psikiyatristler Birliği tarafından ise vajinismus; istemsiz kasılmalar sonucu ilişkinin gerçekleşememesi durumudur. Biyolojik nedenler;. Kadın Cinsel Sorunların Nedenleri. Cinsel organlardan hoşlanmamak: Kişi cinsel ilişkideki partnerinin cinsel organından hoşlanmıyorsa cinsel isteksizliğe sahip olabilir.Kişinin bu tedavi süreçlerinin tümünde kendisine destekte bulunabilecek aile ve sosyal destek ortamı ile takibini yürüten klinisyen psikiyatr, psikolog, cerrah vb. Sosyal nedenler; Yetiştirildiği ortamla ilgili sorunlar, tutucu cinsel bilgilendirmeden uzak, aşırı koruyucu kollayıcı, cinsellikle ilgili her şeyin hayatın dışında tutulduğu, cinselliğin çok büyük ayıp ve günah kabul edildiği, suçluluk duyguları oluşturan, kadını evlendiği ilk gece yaşanacaklara indirgeyen, kadının her anlamda ve cinsel kimliği ile varlığını kabul etmeyen vb. Bu, çocuk sahibi olup olmamayı seçme, çocuk sayısına ve hangi aralıkla olacağına karar verme, doğurganlık düzenlemesi ile ilgili tüm tedavilere tam erişim hakkını içerir. Korkar, bilinci açık olsa da kontrolünü yitirir, kontrol bilinçdışının eline geçer. Bazı insanlar cinselliğin günah ve ayıp olduğu yönünde katı mesajlarla büyütülürler. Günümüz biliminin sunduğu bilgiler ışığında bu nitelemenin hiçbir bilimsel gerçekliği yoktur. Cinsel isteksizliğin gelişimi genel olarak olumsuz deneyimlerle bağlantılıdır. Antisosyal ve obsesif -kompulsif kişilikli babaların da vajinismus etyolojisinde önemli olduğu bildirilmiştir. Bu inanışla kadınlar kendilerine yakınlaşan her erkeğin her zaman cinsel ilişki talebiyle yakınlaştığını sanmakta, erkek de yakınlaştığı veya kendisine yakınlık gösteren her kadına cinsel istek duyması gerektiğini sanmaktadır. Kadın cinselliği, değişik çağlarda, değişik toplumlarda, hep bir takım yasaklarla çevrelenmiştir. Kegel egzersizleri bilinen diğer adıyla pelvik taban egzersizleri, kadınlarda vajina etrafındaki kasların güçlendirilmesi için yapılan egzersizlerdir. Bu uyarı kadının eliyle, çarşaf, yastık vs bir cisimle yapılabilir. Başarı odaklı ve cinsel birleşme hedefine yönelik sevişme, cinsel iletişimin zengin paylaşımını sınırlamaktadır. Ancak hızlı ve telaşla yapılan ilişkinin gerisinde yatan korku devam eder ve bu zorunlu bir hale gelebilir. Bu tanım cinsel baskının her türünü, her çeşit cinsel zorlama, istismar ve tacizi reddeder ve tanımı dışında bırakır. Bazen ise kişinin geçmişinde yer alan olumsuz hikayeler veya cinsel ilişkide şiddet gibi öyküler psikolojik olarak kişiyi cinsel isteksizliğe doğru itebilirler. Ağrılı cinsel ilişki ile vajinismus birbirlerini tetikleyebilen iki patolojidir. Kadın uyarıldığında vajina hazne ve diğer cinsel organlarda kan dolaşımı artar ve vajina ıslanır. Vajinismuslu kadınlar cinsellikle ilgili konuşmayı sevmezler, cinselliği iğrenç olarak algılayabilirler. Hatta muayene esnasında da kasılmalar ortaya çıktığından böyle bir durumda normal vajinal doğum bile mümkün olmayabilir. Cinsel işlev bozukluğunun sebep ve tedavisine yönelik araştırmalar hızla sürmekte, eldeki bilgi ve yöntemlere yenileri eklenmelidir. Erişkin olduktan sonra da doğal olarak hissedecekleri cinsel arzularını bastırırlar. Bunun sonucunda klitoristeki sertleşme ve vajinadaki genişleme yeteneği bozulur. Orta yaşlı bir erkeğin sertleşme ve boşalma için daha fazla uyarıya gereksinim duymasından gururu incinmesi cinsel isteği azaltabilir, ardından da sertleşme sorununa yol açabilir. Heteroseksüel çiftlerde bazı erkekler eşleri cinsel olarak ilgili, yanıt verici olduğunda oldukça rahatsız olur. Edilgenlik, çekilgenlik Edilgen, bağımlı ve çekingen kadınlar, aktif, bağımsız ve girişken kadınlara göre daha çok cinsel işlev bozukluğu gösterirler. Babayla ilişkide sorunlar: Katı ve cezalandırıcı babaları olan erkek çocuklarında cinsel haz almak bilinçdışında baba tarafından cezalandırılacağı korkularına yol açabilmektedir. Ağır kişilik bozukluklarına sıklıkla cinsel işlev bozuklarına eşlik eder. Birçoğunun evlilik öncesi başka kadınlarla da cinsel deneyimi oldukça sınırlıdır. Cinsel işlev bozukluğuyla başvuran çiftlerde psikolojik ve sosyal sorgulama sonucunda psikoterapi ve cinsel terapi uygulanması gerekebilir. Eşler arasında belirgin bir geçimsizlik, öfke ve kızgınlık varsa ve bu sorunlar çözümlenemiyorsa çiftin herhangi bir üyesinde veya ikisinde de cinsel işlev bozukluğu ortaya çıkabilir ya da başka bir nedenle ortaya çıkan bir işlev bozukluğunun devam etmesine yol açabilir. Hayatın ileri evrelerinde yaşanan cinsel başarısızlıklar, depresyon, aldatılma, hamilelik ve doğum sonrası ruhsal problemler, organik hastalıklara tepki, yaşlanma, partnerdeki cinsel problemler ve cinsel şiddete maruz kalma gibi nedenlerle cinsel işlev bozukluğu başlar. Daha adil ve eşit ilişkisi olan çiftlere göre erkeğin baskın olduğu ve gizli ya da açık güç çatışmalarının yaşandığı evliliklerde cinsel sorunlara daha sık rastlanmaktadır. Apomorfin Erkekte merkezi sinir sisteminde hipotalamusun supraoptik bölgesindeki çekirdekte etki göstererek ereksiyonu sağladığı bilinmektedir. Bu kişilerde cinsel isteksizlik çoğunlukla ergenliğin başından beri vardır. Cinsel terapiyi kabul eden çiftlerin üçte birinde cinsel işlev bozukluğu her iki partnerde birden görülür.